Merhaba, adım Sezer. Sizlere cafede tanıştığım azgın bir kızla yaşadığım inanılmaz bir geceyi anlatacağım.
O gün, şehrin en kalabalık cafelerinden birinde, dizüstü bilgisayarımda işlerimi halletmeye çalışıyordum. Köşede, sürekli bana baktığını hissettiğim bir kız vardı. Sonunda göz göze geldik. Utandı, hafifçe gülümsedi ve başını önüne eğdi. Ben de gülümseyip işime döndüm. Bir süre sonra, yanıma geldi.
“Merhaba,” dedi. “Çok rahatsız ettiğimi düşünme ama, okuyor musun?” diye sordu, bilgisayar ekranımı işaret ederek.
Ekranımda açık olan şey, gizlilik modunda açtığım bir seks hikayeleri sitesiydi. Yakalanmıştım. Hafifçe kızardım.
“Şey, evet,” dedim. “Arada sırada okurum işte, sıkılınca.”
Yüzünde şeytani bir gülümseme belirdi. “Ben de öyle. Hatta en sevdiğim yazarın yeni bir hikayesi var, kesinlikle okumalısın.”
Telefonunu çıkarıp bana bir link gönderdi. İsmi Zeynep’ti. Saatlerce oturup sohbet ettik. İkimiz de bu tür hikayelere olan düşkünlüğümüzü itiraf ettik. Sohbetimiz giderek flörte, sonra da açık açık cinsel fantazilerimizi paylaşmaya dönüştü. O kadar rahattık ki…
Sonunda, “Buradan gitmek istiyor musun?” diye sormak zorunda kaldım. Artık dayanamıyordum.
“Eve gidelim,” dedi cesurca. “Ama önce bir şartım var.”
“Nedir?”
“Bana en sevdiğin seks hikayesini oku. Sonra da onu canlandıralım. Seks hikayeleri oku, öyle sevişelim.”
Teklif kanımı ateşe verdi. Hemen hesabı ödeyip dışarı çıktık. Eve giderken arabanın içinde bile heyecandan titriyorduk. Koltuğa oturur oturmaz, telefonumu çıkarıp en sert, en detaylı hikayelerden birini buldum.
“Haydi oku bana,” dedi Zeynep, bacak bacak üstüne atıp eteğini biraz daha yukarı çekti. Külotunun dantelini görebiliyordum.
Sesim titreyerek okumaya başladım. Hikaye, bir erkeğin bir kadını sertçe domaltıp, önce amından sonra götünden sikmesiyle ilgiliydi. Her cümleyi okuduğumda, Zeynep’in nefesi biraz daha hızlanıyor, eliyle dizini okşuyordu.
“Devam et,” diye fısıldadı. “Götten vermekle ilgili kısmı oku.”
Okudum. Adamın, kadının göt deliğine tükürükle yağlayıp sertçe girdiğini anlatan kısmı okurken, Zeynep artık dayanamadı. Üzerime atlayıp dudaklarımı ısırarak öpmeye başladı. Okumayı bırakıp onu tutkuyla karşıladım. Ellerim hemen eteğinin altına daldı. Dantel külotu tamamen ıslanmıştı. Parmaklarımı amının üzerinde gezdirirken, içime doğru kıvranıyor, inliyordu.
“Beni domalt ve hikayede olduğu gibi sik!” diye emretti kulaklığıma.
Hiç vakit kaybetmeden onu koltuğa domalttım. Eteğini beline kadar çektim. O incecik dantel külotu, ıslaklığından yapışmıştı amına. Onu iki yana çekip amının açıkta kalmasını sağladım. Pembesi parlıyordu. İki elimle kalçalarını ayırıp, göt deliğini ortaya çıkardım.
“Okuduğun gibi yap,” diye inledi. “Tükür ve sok.”
Büyük bir tükürüğü parmağıma alıp, göt deliğinin etrafına sürdüm. Sonra bir parmağımı hafifçe içeri ittim. Inanılmaz dardı. Zeynep inledi ve kalçasını geriye itti. İkinci tükürüğü sikime sürdüm. Taşaklarım ağrıyordu, o kadar serttim.
Sikimin başını, o minik, sıkı deliğe dayadım. Baskı uyguladım. Zorlukla içeri girmeye başladı. Zeynep’in nefesi kesildi.
“Ahh siktir! Çok büyüksün!” diye bağırdı.
“Tamamı girecek,” diye homurdandım. “Sıcak götünü hissediyorum.”
Yavaşça, milim milim içeri ittim kendimi. Sonunda tamamı girdi. İkimiz de hareketsiz kaldık. Sikim, onun inanılmaz sıkı götünün içinde sıkışmıştı. Yavaşça hareket etmeye başladım. Her ileri geri hareketimde, inliyordu.
“Amımdan sonra götümü de becer!” diye yalvardı.
Sikimi götünden çıkartıp, sırılsıklam olmuş amına kaydırdım. Bir çırpıda içeri girdim. Islaklığı inanılmazdı. Birkaç sert darbe attıktan sonra, tekrar götüne geçtim. Bu sefer daha rahat giriyordu. Onu öyle bir sikiyordum ki çığlıkları apartmanı inletiyordu.
“Beni hamakta sallar gibi sikeceksin!” diye bağırdı.
Dizlerimin üstüne çöküp, onu kendime doğru çekerek daha da sertleştim. Kalçalarına çarpa çarpa, içindeki her şeyi boşalttım. Götünün içine akan döllerim, bacaklarına doğru süzüldü.
Sonra yere yığıldık. Nefes nefese, ter içinde kalmıştık.
“Bir dahaki sefere,” dedi Zeynep, hâlâ titreyerek, “ben sana hikaye okuyacağım.”

